Bedrettin KELEŞTEMUR


YANSIN ŞAMDANLAR

FİKİR BAHÇESİ


YANSIN ŞAMDANLAR

Bedrettin KELEŞTİMUR

Yansın şamdanlar, yansın dört yana

Gün doğumunda sıcaklık,

Günbatımında serinlik,

İçimizdeki esinti, 

Ufka düşer kızartısı

Çizilir, alımlı nazar…

Güneşin doğuşu ve de…

Uzanır bahtım, sabır yayı…

Gölgelere düşer tavrım;

Ben kıyamda, gölgem secde de,

Sessiz bir teşbihin ruh halinde

İnleyen ben miyim, gölgelerim mi?

Uzanır semaya ellerim,

Dillerim kanatlanır

Tevbe dolu hıçkırıklar…

Gözyaşına boğulur, Temmuz sıcağı

Dinle gök gürültüsünü (Ra’d Suresi)

Yıldırımların akışını…

Kâinat titrer, teşbih ederken!

Gören gözlerde mahzun yakarışlar

Çığlığım, uyanışa

Günahlarımı siler mi gözyaşı?

Şüphelerden korkularıma kaçarım

Korkular, acılarıma gem vurur

Dert kervanı yürür

Hayallerimi kasıp kavurur

Niyetim, amelime ayna…

Kaynar içimde kâinat;

Dünya tarlası, vebalim

Vebalimi omuzlar gezerim

Bir ömrü gözyaşında süzerim

Şairin imlasında gözyaşı…

 

YAĞMURLU GECEDE YÜRÜMEK

Ülkemin dört yanını kar kaplarken

Şehrimi, serin rüzgârlar ıslatır

Yağmurda, rahmeti avuçlar yüreğim

Toprağın kokusuyla, ta derinden

Bahar muştusuyla yürür gibiyim

Geceyi güller emzirir hazzıyla

Kanat çırpar, bülbülün hoş sedası

O içli sedayla, Harput seması

Her dem erenler şükür niyazında

Yağmurda hüzün rüzgârı dağılır

Sanki gökyüzünden amber sağılır

Yarab! Rahmetinde sargıla deriz

Yarab! Hikmetinle sorgula deriz

Yağmur; nahif, ince, sükûtla iner

Göğsümüze serin hülyalar siner

Sabır besler, kâinat bahçesini

Bilirsen şükre zikir lehçesini

Yağmur, yağmur beyaz kadife gibi

Sedefe sarılı gonca gül gibi

Hasretim, yağmurla gelen izzete

Yağmur suyunda can veren lezzete

Rabbim ikram eylemiş can suyunu

Tefekkürle Hakk’a ram eyle huyunu

 

BAYRAK 

Biliriz en büyük sevdanın rengi 

Aklım, fikrim, zikrim şâhadet eder 

Yıldız akar, hilâl nakış ahengi 

Rabbim, şühedaya hidayet eder 

Bir hilâl uğruna verilen cengi 

Kan kırmızı remzinde hikayet eder

 

KALK YİĞİDİM

Tan sökmeden, ayağa kalk yiğidim!

Al yıldızlı bayrağım seni bekler

Sarıkamış’ta, Yemen’de ağıtım, 

Feryadın dinmesine seni bekler

Asrı kucaklar kalem ve kâğıdım,

İlim, irfan ocağı seni bekler.

 

DOSTLARA

Bizden dosta, Yunusça; izzet, ikram

Millet yaşamasın bir daha dram!

Sevdamız, aşkımız bir, vatan için

Türküler içimizde, sızı, yaram!

 

ANALAR

Vatan kurtaran analar, rahmet size

Kağnılarla cepheye yürür ana…

Vatan size minnettar, ‘Anadolu’

Şefkatin anıtı armağan size

Rahminde, ‘kahramanlar yürür’ ana…

 

BİZİM SOHBET DİLİMİZ

Bizim sohbet dilimiz, sükûtun çağlayanı, şiirledir.

Hikmet dersini, Pir-i Sultan’dan aldık!

Yesevi Dergâhından aktık, Yunus yüreğine…

Gönülleri fetheden âşıklara merhaba!

“Seyreyle aşk nehrini bozkırlara can verir!”

 

ŞİİR OLMASA

(Sadık K. Tural Üstadımıza İthaftır)

“Şiir olmasa dünya çöl olurdu”

Nehir olmasa, dünya göl olurdu!

Şiir ahengini, kâinat dokur;

Vuslat olmasa dünya kül olurdu!

 

CUMA GÜNÜNE

Biliriz günlerin sultanı sensin

Sure olup nurun beyanı sensin

İbret iman için bir kın değil mi?

Mescit zikre kanıt kalbin aynası

RABBE niyaz yanık kalbin aynası

Ey Cuma, mü ‘minin yankısı sensin