Bedrettin KELEŞTEMUR


YİĞİTLER ÖNDE GİDER

FİKİR BAHÇESİ


YİĞİTLER ÖNDE GİDER

Bedrettin KELEŞTİMUR

(Şâhadet Şerbeti içen Fethi Seki’ne )

Yiğitler önde gider, cephe açar

Gözler Huda’ya döner, yürek açar

Geldim Yârabbi! Gaza meydanına;

Gül Bahçesi’nde karanfiller açar

 

YİĞİT ODUR Kİ

Yiğit odur ki, yolunda sağlam yürür

Aklı, yüreğinde ses; gürler yürür

Bir kızıl alev gibi yanar, yürür

Yürü şehrim, öksüz değil bu dava

Türk Birliğine meşale yakar, yürür

 

YİĞİTLER…

Yiğitler, ölümlerle yüz yüzedir

At sırtında yürür, kıtalar aşar

Ya saz taşır elinde ya kâlem;

Yüreği âlemle göz gözedir

 

YİĞİTLER BURCU

Nerede ülkemde yiğitler burcu

İrfan Ocağına dökelim harcı

Hal ehlinin gönlündesin ebedi

Atsızlar tutar, Kürşat’ça nöbeti

Lâkin haykırdı, her zaman dik durdu,

Âlem-i Türk’ün adsız neferleri

Tarih boyunca bitmez seferleri

 

YİĞİDİ YIKAN

Yiğide, ne top dayanır ne gülle! . 

Namerde aman vermez, yıkılmaz... 

Yıkılır, dostun attığı bir gülle! 

 

KAHRAMANLAR

Kahramanlar, hakka vuslatı bilir

Bâki âleme hasreti de bilir

Korkmaz zalimden, boyun eğmez zulme!

Deryada damla olmayı da bilir

Tevazu kanatlanır, Kaf Dağı’na,

Atlanır, zatıyla gönül bağına!

Yıldırımlar düşer küfrün ağına

Kahramanlar, aşkla sevdaya yürür

O sevda, vatanımdır, imanımdır hey!

 

KAHRAMANLARI YAZ!

Ey Oğul, kahramanları bil!

Onların yolları; infak, sebil

Vakarla, merhametle yürüdüler

Mazlum yüreklerde yaşar hep Habil!

Denktaş, Elçibey, Dudayev, Doktor Ahmet;

Aliya İzzet Beyler, gönüllerdesiz,

Onlarla sınırları güvende bil!

 

KAHRAMAN KİMDİR?

Kahraman kimdir, sorarım kendime?

Gönül yangını ile tutuşandır

Feryadı ile çığlığı içinde,

Vakıf ruhuyla kendini aşandır

 

ANADOLU

Anadolu, İslam’ın kadim yolu! 

Rayihalar kokusu yayılır; 

Dağlarından kâh Bedir, kâh Uhud… 

Ey sevda yolcusu, şahadet et, 

Damar, damar şefkat solumakta… 

Bütün hücreleri süre-i fetih okumakta! 

Seksen milyon, bir sükût seli gibi… 

Akar deryalara, çığlığı Fırat gibi…

 

YİĞİT YOLU

Kürşad’ı, kırk yarenini özledim!

Azgın sulara gem vuran yiğitler

Sevgiyi iman nuruyla közledim

Yirmi birinci asır sizi bekler;

Çakmak çakmak yanan gözler

O gözlerde yiğit yolu izledim…

 

MENBİÇ

Coğrafyanın "sur içinde" kalesi

Halep, gönüllerin beyaz lâlesi

Ata'm, Gazi Süleyman Şah Otağı

Menbiç, Gazi Belek'in 'gül hamlesi'

 

Kalesi Harput'tur, Belek Gazi’nin

Menbiç'te aldığı ok yarasının

Asırlardır dinmeyen sızısının,

Damla damla dökülen yaşlardasın

 

NERDE ŞECCAT GÖRDÜNSE

Nerde şecaat gördünse, oraya doğru koş

Ömrünü heba etme ki, zamanda nişan yok

Seni aldatan dünyan-met ’an neşe vermesin;

Yakar Huda’dan, ondan başka bütün imdatlar boş

 

SEFERDİR BİZE

Seferdir bize, ‘hayatın cilvesi’

Erenler, sabrı yudum yudum içer

Feryadım, ‘dünyanın acı meyvesi’

Elem, ‘sinemi yaralar da’ geçer!

Refikim, şu limandan kalkan gemi;

Elbet, zulmün dalgalarını biçer 

Cudi Dağı’na oturur sevdası!

 

ŞEHİTLER UÇ BEYLERİ…

Şehitler, birer gül gibi açtılar 

Toprağa reyhan kokusu saçtılar 

Üçler, yediler, kırklarla uçtular 

Dağların nefesinde uç beyleri!