YÜKSELEN BİR BAYRAK
Bedrettin KELEŞTİMUR
28 Mayıs 1918 Tarihi, “Azerbaycan Demokratik Cumhuriyetinin ilanıdır!” O tarihi bağımsızlığın ve o bağımsızlık kadar ‘bağımsızlıkla bire bir örtüşen’ ve zihinlerde yer eden o tarihi veciz sözün üzerinden 117 yıl geçmiş… Gazi Atatürk’ün, “Geldikleri gibi gidecekler!” sözü ile birlikte yâd ettiğimiz, ‘gönülleri okşayan söz pınarları…’
Azerbaycan, Türk Dünyasının, ‘Asya’ya açılan kapısı…’
Anadolu, Türk Dünyası ile Batı Âlemine Köprü…
Bahtiyar Vahapzade’nin “Azerbaycan-Türkiye” şiiri…
Bahtiyar Vahapzade’nin o nezih şiirinden;
“Bir ananın iki oğlu, Bir âmâlın iki kolu.
O da ulu, bu da ulu Azerbaycan-Türkiye…”
Bundan sonrası teferruat…
28 Mayıs 1918 Tarihi, “Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti!”
Azerbaycan’ın ilk Cumhurbaşkanı, Mehmet Emin Resulzade’nin tarihe iz düşen sözleri;
“Yükselen bir bayrak bir daha yere inmez!”
Tarihin en sıkıntılı günleridir. Bakü işgal altındadır…
Nuri Paşa’nın kumandasındaki Kafkas İslam Ordusu 15 Eylül 1918 tarihinde;
Bolşevik-Taşnak-Bakü Sovyet Güçleri ve İngiliz Ordusu işgalinden kurtarılacaktır!
Mehmet Emin Resulzâde, Azerbaycan Meclis’inde yaptığı konuşmalarında şöyle seslenecekler;
“Evet, Türkleri biz davet ettik. Onlar bizi halas (kurtarmak) için geldiler.
Bu halaskârlara (kurtarıcılara) payitahtımızın ta göbeğinde abideler dikmek vazifemizdir.
Elazığ Şehrinde, 03 Şubat 2012 tarihinde büyük bir katılımla gerçekleştirilen programla;
Cumhuriyet Mahallesi Fidanlı Sokak’ta bulunan park alanı, ‘Üst düzey katılımla…’
“Azerbaycan Parkı ve Azerbaycan Şehitleri Anıtı!” olarak açılışı gerçekleştirilecekti!
Kardeş Azerbaycan’ın son bir asrını okuduğumuzda, ‘güçlü bir aydın harekâtı’ görüyoruz!
En acımasız Stalin Dönemine bile meydan okuyan aydınlar…
28 Mayıs 1918 Tarihi, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyetin İlanı…
28 Nisan 1920 Tarihi, Sovyet Sosyalist Cumhuriyet/ Kızıl Dikdatörye Dönemi…
18 Ekim 1991 Tarihi, Azerbaycan’ın Bağımsızlığının İlanı…
12 Kasım 1995 Tarihi, Anayasanın Kabulü…
17 Kasım 2009 Tarihi, Azerbaycan Cumhuriyeti Bayrak Günü…
2019 Yılında kardeş Azerbaycan’ın nüfusu, ‘on milyonun üzerindedir…’
Kardeş Azerbaycan’ın yüzölçümü, ’86 bin 600 km2’dir.’
Şimdi geliniz, Ahmet Cevat’ın kaleme aldığı, Azerbaycan Milli Marşının Sözlerini birlikte okuyalım;
“Azerbaycan! Azerbaycan!
Ey, kahraman evladın şanlı vatanı!
Senin için can vermeye hepimiz hazırız!
Senin için kan dökmeye hepimiz kâdiriz!
Üç renkli bayrağınla mesut yaşa!
Üç renkli bayrağınla mesut yaşa!”
10 Aralık 2020 tarihi, “Bakü’de yükselen Bayrak…” O bayrak, 21. Asrı işaret ediyor; “Türk Asrı…” Bu nedir, “Bir milletin dirilişi…”
Aynı tarihe, kültüre, kadere, kedere ortak, Azerbaycan-Türkiye, “İki Devlet, Bir Millet…”
Bir millet olmanın ruhunu Karabağ’da yaşadık. Tarihi ittifak, Karabağ’ı, Ermeni işgalinden kurtarıyordu. Sadece Ermeni işgalimi, “MİNS üçlüsüne de tarihi tokat vuruluyordu!”
Sevr’i hortlatmak isteyen şer ittifakı dersini alacaktı.
Terör örgütleri, ‘batının örtülü gücü…’ O gücü, Karabağ’a da taşıdılar!
Neticede, kendi tuzaklarına düştüler! 27 Eylül’den 10 Kasım’a kadar süren, Karabağ’ın 44 gün süren İstiklal Savaşı… O tarihi zafer, “10 Aralık 2020 tarihinde Bakü’de taçlanıyordu!”
Türk askeri bu tarihi kutlamalara, ‘2783 Mehmetçikle katılacaktır. Karabağ’da, Azerbaycan askeri, ‘2783 şehit vermiştir…’ O şehadetle bütünleşen ordu, budur İşte…
Azerbaycan, Kafkaslardan; Türk Dünyasına açılan kapıdır… Bu milletin destanlarını yazdığı, ATA YURDUDUR. Anayurt’la, Atayurt arasında, ‘duvar örmek istediler. 10 Aralık 2020 tarihinde; o duvarın/ tuzağın yıkıldığını yaşadık. Bakü’de, Bir asrın tarihini okuyunuz; ‘birleşen yollar…’
Azerbaycan Cumhuriyetinin kuruluş yılı, 1918’lere uzanır… “Bir defa yükselen bayrak bir daha inmez!” Azerbaycan Türk’ü ne diyecektir; “Hedefimiz milletimizin bağımsızlığıdır. Büyük hedefimiz bütün esir Türklerin bağımsızlığıdır!”
Ahmet Cevat’ın şu sözünü ‘geliniz akıl defterine…’ yazalım; “Ben çiğnenen bir ülkenin Hak bağıran sesiyim!” Mehmet Emin Yurdakul ne diyecekler; “Mazlumların intikamı olmak için doğmuşum!” İnşallah, ‘yeni bir dönem’ başlayacaktır.
“Kafkaslardan esen yeller/ Şimdi sana Selam Söyler” SELAM TÜRK’ÜN BAYRAĞINA!
GÜLİSTAN VE TÜRKMENÇAY ANTLAŞMASI…
Hiç düşündünüz mü? Güney ve Kuzey Azerbaycan’ın bir bütün olduğu yılları… Kafkasları, Hazarı, Karabağ’ı, Nahcivan’ı…
Tarihi iki yenilgi ve iki antlaşma… “Gülistan Antlaşması (12 Ekim) 1813 tarihi… “Türkmençay Antlaşması (10 Şubat 1828 tarihi… Her iki antlaşma da, “Rus İmparatorluğu ve Kaçarlar (İran) arasında imzalanır. Tarihi iyi bilelim… Tarih bizim ufkumuzu açacaktır. Özümüzü daha yakından bileceğiz. “Gülistan Antlaşması…” ile Güney Kafkasya’da bulunan Karabağ toprakları, Rusya yönetimine geçecektir. Bu antlaşma ile tarihte ilk defa, “Azerbaycan Rusya’ya bağlanacak…”
Güney Azerbaycan toprakları ise İran’da kalacaktır. Şu andaki mevcut bölünme (Kuzey ve Güney Azerbaycan) olarak, “Türkmençay Antlaşmasıyla…” günümüze kadar gelecektir.
Günümüzde de, ‘kanayan yara olarak devam eden…’ bu antlaşmayı, Kaçar Türkleri adına; Abbas Mirza Kaçar’ın vekili Mirza Abdulhasan Han Şirazi imzalayacaktır.
Gülistan Antlaşmasıyla, “Talış, Şirvan, Kuba, Gence, Karabağ, Şeki hanlıkları Rusya’ya katıldı.
İran, bu antlaşmayla; “Doğu Gürcistan’a, Kazak ve Şemseddii sultanlıklarına, ayrıca Dağıstan’a ait iddialarından vazgeçtiğini bildirir.
Revan ve Nahcivan hanlıkları İran (Kaçar) hâkimiyetinde kalacaktı. Hazar Denizinde donanma bulundurma hakkı Rusya’ya ait olacaktı. Rus tacirler dâhili gümrük vergisinden muaf olarak ticaret yapabileceklerdi.”
Kaçar Hanedanlığı, “İran’daki Azerbaycan Türklerinin Kaçar boylarından olan Kovanlı kolu tarafından kurulmuş…” bir hanedandır. Bu hanedanlık, “1794-1925 yılları arasında hüküm sürecektir.”
Gelelim, 10 Şubat 1828 tarihinde imzalanan, “Türkmençay Antlaşmasına…”
İran (Kaçarların) 1826-1828 Ruslarla yaptığı savaş acı bir yenilgidir. Bu yenilgi sonrasında, “Türkmençay Antlaşması…” imzalanacaktır. Bu antlaşmaya göre; “Revan Hanlığı, Nahcivan Hanlığı, Talış Hanlığı…” Rusya’ya veriliyor. “Aras Nehri her iki devlet arasında sınır oluyor!”
Nuri Paşa’nın komutasındaki, “Kafkas İslam Ordusu…” önemli görevler icra edecektir. Mehmet Emin Resulzade’nin Kafkas İslam Ordusundan yardım istemesiyle birlikte, “Gence ve Bakü başta olmak üzere bu coğrafya Ermeni ve Rus katliamından kurtarılacaktı…”
Bizler yine dönelim, “Türkmençay Antlaşmasına…” Bu antlaşma ile birlikte, 20 ve 21. Yüzyıllar boyunca bir milletin ayrılığının acılarını hala içinde yaşadığı bir antlaşmadır.
Kolay değil, Azerbaycan toprakları, “10 Şubat 1828 tarihinden itibaren bıçak gibi ikiye kesilmiştir!” Kuzey ve Güney Azerbaycan…
Bahtiyar Vahapzade, “Gülüstan Şiirinde…” şöyle haykıracaklar;
“Ağalar bilmedi birdir bu toprak,
Tebriz de, Bakü de Azerbaycan’dır.
Bir elin ruhunu, dilini ancak
Kâğıtlar üstünde bölmek asandır.”
Süleyman Rüstem, “Dilime Deyme Tebriz’im” şiirinde şöyle der;
Kadrini ayrılık çekenler biler,
Hicranda gözyaşı tökenler biler,
Ömründe karanlık çökenler biler,
Bağından gül-çiçek derdim, Tebriz’im.
Yine tezelendi derdim, Tebriz’im!”
Ferhat İbrahim, “Ayrılık!” şiirinde şöyle seslenecekler;
“Fikrimde geceler yatabilmirem
Bu fikri başımdan atabilmirem
Neyleyim ki sene çatabilmirem
Ayrılık ayrılık aman ayrılık
Her bir dertten ala yaman ayrılık”
Azerbaycan, ‘coğrafyanın acılarıyla içiçe...’ 12 Ekim 1813 tarihi, “Gülistan Antlaşması…”
10 Şubat 1828 tarihi, “Türkmençay Antlaşması…” kâğıt üzerinde, Azerbaycan’ı böler.
Sayman Aruz’un, “Yüzyıl Devrim” romanı, Yusuf Vezir ’in “İki Ateş Arasında” romanı,
Halil Rıza Ulutürk’ün eserleri… Bizlere, ‘bir bütün coğrafyayı anlatır’
21. yy’da, tarih inşallah bir nehrin ana kollarını birleştirecektir.