Muş`un Varto İlçesi`nde çıkan çatışmada hayatını kaybeden `Ekin Van` kod adlı PKK`lı Kevser Eltürk için HDP’li kadın yöneticiler Muş’a geliyor. Aralarında; HDP EŞ Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP Grup Başkanvekili Pelvin Buldan, HDP Hukuk Sorumlusu Meral Danışbeştaş, İmralı heyetinden Ceylan Bağrıyanık, HDP Milletvekilleri Asiye Koçak, Hüda Kaya, Ahmet Yıldırım, Burcu Çelik ve çok sayıda diğer kadın örgütleri temsilcileri de katılacak.
Konu ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan HDP Muş İl Eş Başkanı Elif Çetinbaş, 19.08.2015 tarihinde Muş’a gelecek olan kadın heyet ile beraber ilk olarak saat: 11.00’da İl Binasında toplanacaklarını duyurdu. Burada yapılacak olan toplantıdan sonra, öğlenden sonra 13.00’da Varto’ya hareket edeceklerini bildiren Çetinbaş, tüm kadınları programlarına davet etti.
KADINLARI VARTO’YA ÇAĞIRIYORUZ
Daha sonra yazılı basın açıklamasında bulunan Kadın Özgürlük Meclisi, şu ifadelere yer verdi; Varto’da çatışmada bir kadın PKK’li öldürüldü. Ama belli ki kadın olduğu için ölmesi yetmedi, özel harekâtçı erkeklerin öfkesini dindirmedi. Soydular, çırılçıplak bıraktılar, fotoğrafını çektiler, internette yayınladılar. Şimdi Muş Valiliği kadın katliamının sorumlularının değil, yayanların peşine düşmüş.
Kadın gerilla Kevser Ertürk’ün (Ekin Van) neden çırılçıplak edildiğini çok iyi biliyoruz. Çünkü bu savaş Kürtlere olduğu kadar, topluma ve kadınlara karşı açılmış bir savaştır. İtirazın hiçbir türlüsüne tahammül edemeyenlerin kadın bedeninin çıplaklığı üzerinden toplumu ve kadınları aşağılama, korkutma, sindirme çabasıdır. Oysa bugün devlet Ekin’i soyarken, kendi tecavüzcü erkek egemenliğinin üzerindeki örtüyü yeniden kaldırmış, kadın düşmanlığını, hiç bir değere saygısı olmadığını, savaş suçlusu olduğunu gözler önüne sermiştir. Bizler ise direnişimizi giyindik ve herhangi bir erkek devlet şiddeti bizi bu direnişten koparamaz.
Kürt halkı bir kadın yerde sürüklendiğinde, çırılçıplak sorulup bedeni sokağa atıldığında devletin ne dediğini çok iyi bilir. 90’lar boyunca halka duyduğu nefreti kadın gerilla bedenlerine yazan, o bedenleri arabalar arkasında çırılçıplak sürükleyen, parçalayan, tecavüz edenlere tanığız. İşte müzakere ve Dolmabahçe mutabakatı, bunların sorumlularının ortaya çıkması ve 90’larda yaşadıklarımızın bir daha asla tekrarlanmaması için gerekli düzenlemeleri içeriyordu. Bu mutabakat yok sayılarak Türkiye’nin demokratikleştirilmesi engellenmiş toplum amansız bir savaş ortamına sürüklenmiştir.
Bu kez olası katliamları biz engelleyelim. Kürt coğrafyasının polisle, özel harekâtla, özel güvenlik bölgeleriyle, helikopter sesleri, makinalı tüfek taramaları ile bizden kopartılmasına izin vermeyelim. Kürt kadınlarını endişelerinde ve direnişlerinde yalnız bırakmayalım. Eğer erkeklerin kardeşliği Habil ve Kabil’se bu kardeşlikten farklı bizim kız kardeşliğimiz var. Cumhurbaşkanı Kürt halkına zulmünü Habil ve Kabil’e vurgu ile meşrulaştırmaya kalkabilir. Ancak yerde yatan çıplak kadın bedeni Cumhurbaşkanı ve hükümetin hiç bir ilahi ve insani kuvvete saygılarının olmadığının kanıtıdır. Varto’ya kadın dayanışmamızı, insanlığımızı, sevgimizi ve saygımızı götürelim. Bir daha 90’ların yaşanmasına, ülkemizde bizim adımıza katliam yapılmasına Varto’dan başlayarak dur diyelim. Varto’da kadın dayanışmasını yükseltmek, Varto’daki bu devlet şiddetine ve tehdidine tanıklık etmek zorunda kalan kadınlarla dayanışmak isteyen tüm kadınlarla 19 Ağustos Çarşamba günü saat (11`de Muş`ta) 13.00’de Varto’da buluşuyoruz.”