24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNE
Bedrettin KELEŞTİMUR
Akif’in nazarında öyle bir nesil ki, Asım!
Düşürmeyecek asla kendi kültürüne hasım
Medeniyet irfandır, şol kaynağında marifet;
Ahlak ve seciyeye rağbet, her yirmi dört Kasım
ÖĞRETMENİME
Hafızamda, ilkokul öğretmenim!
Rol modelimdir, idealim benim…
Bir büyük ülkü yolunda donattı,
Öğretmenlik, ne mübarek sanattı!
Kanatları vardı; ilim ve marifet,
Her kanadında, incelik zarafet,
Gözler aşina oldu, erdemliğe
Abide gibi yükselen kimliğe…
İLİM
İlim, "Müslüman'ın yitik malı" denildi
Akılsız baş, "bedenin hamalı" denildi
İbret almayana, şu dünya; zelil-rüsva
Amelsiz ilim, hiç olmamalı denildi.
ÖĞRETMEN
Her insanın başında bir öğretmen
İster Fatih, ister Mustafa Kemal
Her yüreğin harcında bir öğretmen
O ne kutlu, o ne mübarek hamal
Hamallık, ahde vefadır öğretmen
Erdemli bir nesil en büyük emel…
ÖĞRETMENLER GÜNÜNE
Muallim isminde bile heybet var
O heybette Allah korkusu, vicdan var
Toprak kokusu kadar huzur verir;
Yıllar geçse de aklımda İSMİ var.
ÖĞRETMEN
Öğretmen âlimdir ve dahi arif
Mecalim yetmez, Öğretmeni tarif!
İnsana muallim, büyük hidayet!
Yol kutsal, emek kutsal; hikayet et;
İlmi ile hikmeti ile zarif…
İhlas yolunu Rabbim himaye et
MUALLİM ODUR
Muallim odur; âlim, arif, zarif
İyiliklerle örülü bir tarif!
İlim, marifet limanına çağrı
Saklar içinde gizemi, maarif
Ey Muallim, gelecek eseriniz
Olurum şu cihanda neferiniz
Bitmesin canlar için seferiniz
Sevgi yolunun harcında, maarif!
ÖĞRETMEN
Öğretmen âlimdir, irfan sahibi
Şefkati ile kucaklar hayatı
Hayat iksirinden alır nasibi
Helâl lokmayla düşünür nimeti
Tuzak olur,
Toprak hâki, tuz ak olur
İlim, hikmet göç etti mi?
Nefis, cana tuzak olur
Dağda şaki, yolda tuzak olur
ÖĞRETMENLER GÜNÜNE
Gül endamlı mısralarla merhaba
Öğretmenler gününüz kutlu olsun
Döktüğünüz emekler olmaz heba
Öğretmenim, gönlünüz ferah olsun
Okul olur,
Millete ocak, okul olur
Tüter bacası nefesinden
İlmel yâkin, o/kul olur
Oku
"İkra" İlk emir, oku!
Kelimeler ışıl ışıl;
İlmin, sadaktaki oku
KALBE HUZUR VERİR
Cehaletin taassup kokan
Evladını gömdüğü o/kuma
Pusatlanır kelimeler
Kalbe huzur verir okuma
KİMİN FERMANI
Kimin fermanı ıslahat
Yüz elli yıllık maslahat
Yakarışımız Huda'dan;
Bizi hayırla, ıslah/ et
ZİYASIZ BİR HAYAT
Rağbetimiz, aşk ile yanar bizim
Hayretimiz, meşk ile döner bizim
Hasretimiz, şerha şerha kanar bizim
Ziyasız bir hayat nar olur dedim
İLİMSİZ HAYAT
Bir kitaptır kâinat, her ayette hakikat
‘İlimsiz hayat’ İslam’a kurulan barikat
Gönül gözü, peygamber; nuru arayan nesil
Asrımız, sana muhtaç; seninle ebed kalır
İNSAN
İnsan, tarihin soylu ağacı
O ağaçta gizlenir, zamanın kaydı
Kökler emzirir, asrın Alplerini
“Milletler, kahramanlarıyla yaşar!”
Setleri, kahramanlarıyla aşar
Beş bin yıllık tarihim, soylu sesim;
Haktan bize emanettir nefesim
İLİM AYDINLIK
İlim aydınlık, cehalet karanlık
Kopkoyu taassup nasıl bir halet
Medine, “münevver şehir” ilhamım,
Onda ruhuma akseden asalet
OKUL SIRASINDA
Okul sırasında minik yavrular
Sabi yüzler beni, bende doğrular
Nesilden nesile bir nehir akar
Söz bulutunda dolaşır çağrılar
Bizde, ‘adam ufağıydık’ o günler
Sımsıcak hatıralarla ünler
Çocuklar gibi şen, şakrak koşanlar
Söz bulutunda dolaşır çağrılar
OKUL
Okul, milletin ruh köküne işaret
Anne-baba, öğretmen her birimize
Çağrısı, “gelecek nesli ihya et!”
Ah derim, yarın ağlamasın halimize
OKU DER
Yüce Mevla’m, “Oku” der, kati emir
İç ve dış dünyamı ihlasla tamir
Cehalet, Âdem’e en büyük bir ceza
Niza, dünyayı zindan eder, keza
İnsan, karanlığı yıkmakla memur
İnsan, aydınlığa çıkmakla memur