Bedrettin KELEŞTEMUR

Tarih: 31.10.2025 19:57

GÖNÜLDEN DAMLALAR

Facebook Twitter Linked-in

GÖNÜLDEN DAMLALAR

Bedrettin KELEŞTİMUR

ÇİÇEĞİN DİLİ

Çiçek bir niyet, bir bağ, bir eda mı?

Yürekten gelen sevginin dili mi?

Şiirin diliyle âleme baktım

Çiçeği tutan eller kadar narin

Zarif bir sedayla dönmede âlem,

O sırra niyetle yazmada kalem

 

NİYE İKİLİK 

İnancım, "bir ol, diri ol, iri ol “der

Birlikte rahmet esintisi, hay der

Niye ikilik, ayrılık, şaşarım

Kabında durmaz fitne, taşarım der

 

BU GEMİ

Bu gemi nereye doğru yol alır?

Rotası belli mi, sular kabardı!

Öfke artık dağlara mı yüklenir?

Çetin günler, sabır taşına çarpar!

Çarpar da, kalbin dayanır mı zora...

 

İKİ RENK

İki renk var; bahar rengi, güz rengi…

Her ikisinde de toprak kokusu 

Bahar dalında renk renk çiçek açar

Güz rüzgârı sert, meyvesini döker

 

ÇİLEYE YÜRÜR

Fuzuli, fazladan, gereksiz söz gibi

Dokunur nefsine frengi gibi

‘Fazıl insan’ olmaya çile ister

Çile yürür sanki ‘gam kervanı’ gibi

 

LALE, GÜL VE HİLAL

Lâle, gül, hilâl ismi celil olur!

Nakşeder manasıyla delil olur

Lâle, gül, hilâl uhrevi bir dekor;

Gönlüne düşen ilham, hâlil olur

 

DELİ GÖNÜL

Deli gönül, uslanmaz adavetten

Hüner gibi beslenir, şekavetten

Ayrılmaz, nefsin verdiği davetten

Sarhoş gelmiş âleme nahoş gider

Mazlum çığlığı yürek yakar gider

 

BİR BİLSEK

Kıymetini bilmezsin sağlığında,

Gözyaşı dökersin ölümünde!

Şu garip dünyanın garip cilvesi

Bilmem nedir, bizlere halveti?

Bir bilsek; kâmil insan soluğu

 

ŞU KISA ÖMÜRDE

Şu kısa ömürde, kimler geldi, geçti

Yürekli bahadırlar, geldi, geçti

Geldiler, iz bırakıp, dokunup geçti!

Nice yıldızlar kaydı, sükûtum hicranda

Binlerce, sessiz çığlık gelip geçti!

 

SÖZÜNDE DÜRÜST OLMAYAN

"Türk Milleti, Çalışkandır, Zekidir"

Doğru sözün emaneti nerede?

Diyebilmeli, "sözün yüz akıdır"

Sözünde dürüst olmayan şakidir!

 

DÜNYA ÜÇ GÜNDÜR

Dünya “üç gündür” demişler, dün geçti

Hâli yaşar, hâlden kapılar açar

Yarınlar, güz yağmurları misali,

Ufkumda nice dolunaylar geçti.

 

CAHİL

Cahil, cahilce fikir beyan eder

Yüzyılın cinnetinde yüzer hâlâ

Kur’an düşünmeye davet eder

İhlassız, marifetsiz gezer hâlâ

Uyan, gelecek, hakkın nazarında;

Garibim sağa sola tozar hâlâ

 

KÖPRÜ OL

Maziden atiye, köprü kuralım

Hâl ile ahvalimizi soralım

Geçmişten dersler, nasihattir bize

‘Erdemli insan,’ en büyük moralim

 

BUGÜN PAZARTESİ

Bugün Pazartesi, haftanın başı

Güne, bir büyük ideali taşı

Selâma, kelâma sevgi mührünle,

Sürgün versin gönüllerdeki aşı…

 

DOKUNSUN

Sözü içten söyle, kalbe dokunsun 

Mısralar, bir kilim gibi dokunsun

Aşkın, Ferhat'ça dağlara dokunsun 

Fütüvvet dilini, âlem okusun

 

DAĞLAR

Dağlar, Hakkı sena eder, dönersin

Nehirler, gözyaşın olur, dökülür 

Sen, yücelikleri seçmiş bir ersin 

Çığlar ki, zirvelerinden sökülür

Gözlerim, ufuklarında gezinir

 

KIBRIS'A

Kıbrıs, Akdeniz'de: saklı kal ‘em

Türk'e diş bilemekte bütün âlem

Kıbrıs'a dokunan, dokunur belâm

Vatanım, kalbimin şurasındasın!

MODA KAVRAMI

Gelenekler yıkılıyor…

Örfler, ayaklar altında…

Atalardan bizlere kalan miras!

Asli değerlerinden birer birer kopmakta…

O temel taşlar yerlerinden oynamakta…

Kalbimin ritmi bozuluyor!

Uykularım kaçıyor…

Soğuk terler döküyorum(!)

Ne oluyor diye haykırasım geliyor

 

TERÖRE KARŞI

Teröre karşı tek kale, sağduyu…

Hilal nakışlı cengâverin huyu

Türk’ün, nefse galebe çalan huyu

Yesevi Ocağında, ‘hikmet dersi’

Bir yanı edep, bir yanı tevazuu

 

HAYATIN KENDİSİ

Hayatın kendisinde, ibadet

Kötülüklerden ırak olmak, saadet

Sanma; namaz, zekât sadece adet!

Her iki cihana eşsiz anahtar!

"AKIBET HAYIR, İSTİKÂMET HAYIR"

 

TÜRKÜLERİN EN ÂLÂSI

Türkiye'm, türkülerin en âlâsı 

Türkü söyler, Türk'ün yiğit balası

Harput'tur, türkülerimin Kalas’ı

"Yüksek ayvanlarında, bülbül sesi"

Dinle gel, mest eder günün molası

 

ŞİİRİN BAŞKENTİ

Şiirin Başkenti, Harput’tan selâm

Bizdedir en içli, en güzel kelâm

Şiir akşamları, düğündür bizde

Hediyesi, özündedir vesselâm

Gönül gözüyle, "esselâm" der şair!

Şair ördüğü mısralarda, mahir

 

SPOR

Spor, kâh sükûttur, kâh sadakat

Var mı, yüreğinizde bir adak?

Bir akıl, bir yürek olursa ancak!

Şehrin ocağı, onunla tütecek

El ve gönül birliğinde; tek/bir ses!

O seda da, "bordo-beyaz" diyecek

Bir olursa, " bu bayrak yükselecek"

Gelecek, bizimdir ancak diyecek

 

ŞUARA MECLİSİ

Şuara meclisinde geçti ömür

Bir olur mu hiç elmas ile kömür

Ufuklardadır, şuaranın sözü

Hikmet dersi, insanı eder mamur

 

CENNETİN KAPILARI

Cennet kapıları, bu dünyada açılır

Bir affeden ol, nefsinle cihadın olsun

Sadece, Allah'a güven, Allah'a sığın

Zikir, ilim, marifet yolunu kendine seç

Veren el ol. Ömür Yolu, sırat-ı müstakim

Salat zırhıyla her daim kuşan

Arafat’ta, bir yüreğin duada kalsın

Reyyan Kapısında, susuzluğun gidersin,

Dünyada saklı, baki âlemin azığı

 

DOLDUR KAHVEYİ

"Bir kahvenin kırk yıl hatırı olurmuş!"

Sohbetin deminde doldur kahveyi

Dost hatırıyla izzet bulurmuş

Muhabbet tadında doldur kahveyi


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —