Bedrettin KELEŞTEMUR

Tarih: 21.11.2025 18:44

KULAK VER BU SESE

Facebook Twitter Linked-in

KULAK VER BU SESE

Bedrettin KELEŞTİMUR

Bilmem, kaç fırka olduk şu vatanda?

Din için değil, devlet için değil

Nefsimiz için yollar kat edende

Hangi maksat için, düşün ve eğil

Kulak ver, hakikati yâd edende…

 

BİZİ BEKLER 

Uyan ey gönül, uyku bize haram

Sohbet ehli civanlar bizi bekler 

Gün doğdu, zaman dinler mi merâm

Şura için divanlar bizi bekler

 

KALE HER ZAMAN…

Kale, her zaman içerden yıkılmış…

Kim demiş ki, hak böyle murat kılmış?

Omuzunda taşıdığın vebalin,

Günah kiriyle, dört yanın yakılmış!

Bu nasıl bir vebal, nasıl akılmış

Basireti, kıl gibi çekilmiş

 

YOLLARIN SONU 

Bu yolların sonu nereye çıkar?

Yolların sonunda kimin hesabı

Bir gizem, sır gibi saklanır bizden

Elbet, yokuşun sonu düze çıkar

Milletin basireti, yüze çıkar

 

Zamana,

Mührünü vur da gel

Zamandan,

Kötülükleri sil de gel

Sabrı, zamana burç

Hakk’ı, gönül yap da gel!

 

MERHABA

Merhaba güne, ışıklı sözlere

Kışı bahar eden güzel yüzlere

O yüzleri feda etmem yozlara!

Toz bulutuyla yürür, kasırgalar

 

İSPANYA 2-2 TÜRKİYE

Seksen beş milyonun yüreğiyle,

Nasıl fırtınalar koparmış meğer…

Örülmüş sanki milletin ağıyla,

Hep koşan, altın ayaklara değer

Selam olsun bugün, gönül bağıyla;

Milletin ruhuyla bağ kuranlara…

 

ÖLÜMÜN ÜZERİNE YÜRÜMEK

Ölümün üzerine yürümek!

Ey Şehitoğlu şehit, o yolda;

O yolda, tebessüm eden can destur

Allahuekber, "ete kemiğe bürünmek"

Ne demektir, "akıl, yüreğe inmek"

Büyük sevdaya, can havliyle inmek!

ZAMAN MÜCERRET KAVRAM

Zaman, bir mücerret kavram

Aklımda, fikrimde, ruhumda

Ne ben onsuz, ne o bensiz!

Raksındadır zamanın!

Uzanan, kısalan gölgelerim

“Su gibi akan”

Zaman, içimdeki rüzgâr!

“vakit, nakit” deriz,

Zaman sermayesinden yeriz!

“Eyvah gençliğim”

Bir vaveyladır, insafsız zamana!

Ah, gün doğar bizim için!

“zaman için için soğurmuş”

Kendisine yar olmayana!

Gönül vermeyene!

“zaman israfı”

İçimdeki kanayan boşluk!

Nefesime ihanet,

Yine benden gelir!

“zamana iz sürmek”

Asra mühür vurmak gibi!

“zamana yol vermek”

Asra selam durmak gibi!

Düşer, aynaya resim

Düşer, zamana gölgen

Zamana,

Mührünü vur da gel

Zamandan,

Kötülükleri sil de gel

Sabrı, zamana burç

Hakk’ı, gönül yap da gel!

Taç vermiş zamana,

‘Asr-ı Saadet’

Selam durmuş,

‘ezel-ebed’ bu taçlı zamana!

“Garip olarak doğmak,

Ahirinde garip olmak” zamanın!

Bir içli nağmedir,

Zamanla kavrulmak,

Zamana esir olmak!

Niyetim, muradım, gayretim;

‘zamanın yakasından,

Elinden tutmak’

Zamanı bağrı yanık;

Bir su gibi içmek’ isterim

 

TÜRK’ÜM

Türk'üm, bu milletin bir neferiyim

Bin yıl, İslâm yolunda, seferiyim

Anadolu, kökleri üzerinde;

Sürgün verecek; hem Şark’a, hem Garb’a...

Gaflet düşmanım, kopkoyu cehalet!

Üzerimize ağır yük, atalet...

Silkin hele bir, ecdat yüreğinle,

Türk'üm, bu milletin adsız eriyim

Bütün kötülüklerden beriyim!

 

Alparslan'ı okurum,

Bir büyük yüreği, sevdayı okurum

Malazgirt, bize en yakın zaferdir

Dualarım, o kahraman neferdir

Güneşin doğuşu, her sabah seferdir

Öyle bir sefer ki, âlemi kuşatır

Güneş gibi kuşatıcı olmak!

İşte asıl nefer, zafer, ona derim.

 

ZAMAN DÜŞLERİMİ

Zaman, düşlerimi alır götürür!

Takımyıldızına bir bir okutur 

Düşlerim hep ışık hızında akar 

Gönlüme şiir gibi ilham yürür.

 

GECENİN ÜSTÜNE

Gecenin üstüne, sükût serilmiş 

Işık seline yıldızlar darılmış

Yürüyorum ışık seline doğru

Mahşeri adımlar, zaman durulmuş

 

GÜNEŞİN DOĞUŞU

Güneşin doğuşu, batışı kadar,

Tomur tomur açılan kâinatın;

Gönüllere huzur veren çelengi,

Vaktin, beş vaktine selâmına dur!

Gecenin büyülü örtüsü kadar,

Sımsıcak rüyasıdır, kâinatın…

Bir devridaimdir, gece ve gündüz

Işığın raksında uzanır zaman…

 

HER GÜN ÜZERİNDE

Her gün üzerinde tarihten bir iz…

O iz yürekten bizlere; "BİRİZ" der

Bin yıl, İslâm'a hizmet eden millet,

Tevhit yolunda, sadece; "BİRİZ' der

Selâm olsun, böyle kutlu millete,

İnşallah, Rabbim düşürmez zillete (amin)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —