Bedrettin KELEŞTEMUR

Tarih: 12.09.2025 20:00

MISRALARDA HASBİHAL

Facebook Twitter Linked-in

MISRALARDA HASBİHAL

Bedrettin KELEŞTEMUR

VİCDANIM KESER

Gölgem üstünde serin rüzgâr eser

Günahkâr yolumu vicdanım keser

Ey vebalim, omuzum seni tartmaz

İfrada koşanın hesabı artmaz

 

EĞİN'E...

Eğin diyarının gülen yüzü

Tebessüm eder seninle yeryüzü

Karasu Vadisinde yol alırız

Yaz havası taşır, Eğin'in güzü

 

ADALETLE DOĞAR

Güneş, hergün adaletle doğar

Bir milim şaşmaz adaletten 

Adaletsiz hayat insanı boğar

Erdemli insan şaşmaz asaletten

 

ZAN

Zan besleyenler, ya gafil, ya bedbaht!

Ahd olsun, zarafet ve incelik;

Bahtımızı açar cennet misali taht!

Ey gönül sana yakışır, sadelik!

Sessiz bir gemidir, deryâda yüzen!

Meçhule giden yolcuya selamet...

 

KİMSE SORMAZ

İnsan, vicdanını tartıya almaz!

Bilmez mi, bu dünya kimseye kalmaz!

Aynalar, ne olur, uzak durmayın

Sırrımı, senden başka kimse sormaz

 

DOKUZ EYLÜL

Dokuz Eylül, toprağa düşen rahmet

Vatan için değer her türlü zahmet

Şehitler abidesi, Kordon Boyu

Yürür tarih, vatan bize emanet

Emanetin, şehadetim bilirim

Ruhumun üstünde çağlayan himmet

 

MANEVİ VATANIM

Mekke, Medine, Kudüs; manevi vatanım

Gezinir semalarda uhrevi anım

En güzel örtü hayatın, takva örtüsü!

O örtüler ufkumdur, ufkumda imanım

 

EY NEFİS

Ey nefis sana tabi olan yanar

Heveslerin yürekler yakar, kanar

Nefis duvarları yıkılsın derim;

Gel gör, öfke bendini yıkar akar

 

BU NE HİDDET…

Ülkemde bu ne hiddet bu ne şiddet?

Gerildikçe gerildi akıl zihin!

İstemez mi, insan olmaya hasret

Öfkeler yutulmuş ağulu zihin

Çökmüş üstümüze derin bir kasvet…

 

İLK EĞİTİM

İlk eğitim, ailelerde başlar

Orada kurulur, ilk büyük düşler

Düşlerde yürür okula çocuklar

Bir bir yerlerine koyulur taşlar

Okulla, hayata yürür çocuklar…

 

İNSAN OLMAYA GELDİM!

İnsan olmaya geldim bu âleme;

Sabırla, çileye tebessüm eder

İç dünyamız ayna tutar kaleme;

Kalem, oku der, ilmi izhar eder

Sükût bir zırh gibi gelir halime;

Halden hale hayra vuslat eder!

 

KİM KIYDI

Yüzündeki tebessüme kim kıydı?

Gözündeki ışığa dokunaydı!

Narin bakışlara mahkûm olurdu,

Mazlum yüreğine bir dokunaydı!

Belki de insafa mahkûm olurdu…

 

YİNE AKŞAM

Bugün yine akşam, ılık rüzgârlar

Eser, sıcak bir günün inadına 

Soluk soluğa dağılır efkârlar

Sükût kıyamda, yorgunluk adına...

Dualar, sessiz çığlığı ağırlar

 

HEY GİDİ GÜNLER

Hey gidi günler, “ölümlü yalan”

Şu fani dünyada bizlere kalan,

Güzel söz, gönül alıcı tebessüm

Keder üstüne dolan, dünya dolan 

İnleyen nağmeler ruhumda nalan

Efkârlı dünyama savrulur resim

 

DOĞDUĞUM ŞEHİR

Bir hilal gibi Harput semasından,

Mezre’ye düşen ışık dantelisin 

Hazar Baba’da kıyamda düşlerim,

Yıkanır Hazar’ın mavi göğsünde

Efsunkâr Şehir idealimsin sen

Gönül dünyamın Fırat'ta kaynağı

Türkülerim Fuzuli diyarından,

Yâr elinden aşk kâsesi sunulur,

Şairler sofrasına bağrın açar

 

ORTADOĞU’DA…

Ortadoğu'da, kan ve gözyaşı karıştı!

Kahpeler, fitne fesat ateşine karıştı

Kin. Öfke, dalga dalga dağlara tırmandı

Zalimin attığı nifak toprağa karıştı

 

SOKAKTAKİ ÇOCUK…

Betona yapışan yalın ayaklar!

Işıktan kaçar, mehtaba sığınır

Kaldırımlar yorgun düşer, uyuklar!

Sokaklar ıssız, çocuklar kimsesiz

Hani, nerede şefkat damarları?

Meğer şehirde sevgi öksüz kalmış

El açar çocuk, merhamet dilenir.

Aşk ile rağbet bulmazsa bilenir

Soğur yüreği, buz kesilir sokak!

Senden kopan parçanın çığlığını,

Dinle! Bu bir efkâr türküsü değil.

Senin ellerinle yaktığın ateş!

Sokaktaki çocuk, garibim ülke…

Aynaya düşen resim yalan, yalan!

Sorgusuz sualsiz taşmış kabından

İnilti gelir, kaldırım taşından

Kaldırın bu ayıbı üzerimden

 

YAĞMUR DUASI

Bulut bulut aradım gökte,

Dalga dalga nakışıymış meğer

Rüzgârlara arkadaş,

Yıldırımlar, alkışıymış meğer!

Yorgan yorgan serilir semaya,

Hüznümün damla damla akışıymış meğer!

Ne rüzgârsız bayrak, ne bulut isterim

Nemli dudakların yakışıymış meğer!

Ey bulutsuz, garip ve içli geceler,

Hüzzam bir şarkının güftesiymiş meğer!

 

KARŞI KARŞIYA…

Türkiye, İsrail karşı karşıya

Bir bak, hesabın kantarı, çarşıya!

Soğuk savaş, sıcak savaş derken,

Ders verecek milletim, vahşiye

 

YEMEN TÜRKÜSÜNE NAZİRE

Harput’un yüzü nereye dönüktür? 

Hangi ocak, hangi mekân sönüktür? 

Sarıkamış soğuk, Yemen donuktur!

Çanakkale asrın zor meydanıdır!

Dil inlermiş, Zaman inlermiş, Maksat inlermiş,

Sevda inlermiş, Ocak inlermiş!

 

Harput’ta hergün yürekler yanar. 

Anne öğüdüyle evlatlar kanar.

Dualar, ümide gayeler yakar.

Yemen dertlilerin zor meydanıdır.

Dil inlermiş, Zaman inlermiş, Maksat inlermiş,

Sevda inlermiş, Ocak inlermiş!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —