ŞEHRİN GÜNDEMİ
Bedrettin KELEŞTİMUR
2025-2026 Eğitim-Öğretim yılı yaklaşırken Milli Eğitim Bakanından neler beklerdim?
“Bu yıldan itibaren zorunlu eğitimi 8 yılı indiriyoruz!” diyebilmeyi…
“Merkez Köy Uygulamasına…” geçilmeyi ve Merkez Köylerde, “İlk 8 yıl eğitimi hayata geçirmeyi…”
Kırsal kesimler artık daha göç vermesin! Tarım ve Hayvancılığı bu ülkede kazandıralım!
Milli Eğitim Bakanı, 2025-2026 Eğitim- Öğretim yılında çok hassas ve ahengini kendi içerisinde taşıyan bir açıklamayı yapamazlar mı?
“2025-2026 Eğitim- Öğretim Yılında Öğretmenlerimize kılık kıyafet uygulaması getiriyoruz!”
Bir eğitimci olarak, okuluna giderken; ‘en temiz takım elbiselerinizi giyecek, kravatınızı bağlayacak, sakal tıraşınızı olacak ve büyük bir vakarla sınıfınıza, öğrencilerinize rol-model olacak bir anlayışa sahip olacaksınız…’
Ne dersiniz efendim? Sınıfınıza, temiz bir yürekle, yüksek bir ahlak-dürüstlük-liyakat ve bilgiyle hâkim olabilirsiniz.
**
Artık Ağustos ayının üçüncü haftasındayız… Bu ülke insanı, Temmuz ayını ülkemizin dört bir yanında meydana gelen yangınlarla geçirdi…
Ağustos Ayındayız ve ‘büyük bir bela, musibet, afet dediğimiz yangınlar devam ediyor’
**
Prof. Dr. İbrahim Ortaş, yangınlarla ilgili şöyle bir sonuç değerlendirmesinde bulunuyorlar;
“insan kökenli risklerin baskın olduğu can sıkıcı orman yangınlarının ekolojik ve toplumsal maliyeti ölçülenden çok daha fazla oluğu muhakkaktır. Doğru politika bileşeni, cezai yaptırımlar önemli. Ancak ekolojik anlamda kontrollü otlatma dâhil yangının genişlemesinin önceden kontrolü için bir yönetim olabilir. Başta orman içi altyapı (özellikle enerji iletim hatları) bakımı; orman-yerleşim yeri seçimi planlama, göç olgusu; orman köylüsünün kurumsal destekler ile güçlendirilmesi ile ormanın daha iyi korunacağı beklentisi ile birlikte ormanın çok yönlü öneminin eğitimi ve farkındalık programları ile birlikte uygulanması kaçınılmaz gözüküyor. Kontrolü otlatma, su yerine, köpük vs. etkili söndürücüler, uzaktan algılama ve drone teknikleri gibi yangının genişlemeden anında müdahaleler gerekli.
OGM’nin güncel istatistikleri açıklandığında, yanan alanlar ve emisyon etkileri üzerine nicel bir analiz yapılması farkındalığın artırılması için öğretici olacaktır.”
**
Bu şehirde artık, "kültür, sanat, edebiyat, musiki neredeyse konuşulmaz oldu!” Elâzığ Şehrinin marka değeri olarak bilinen, “Uluslararası Hazar Şiir Akşamları!” ve “Türk Dünyası Hizmet Ödülleri…” üzerinde 2025 yılının ilk 7 ayını geride bıraktığımız şu günlerde, ‘faaliyetle ilgili ses yok’ Sürprizlere mi? Hazırlıklı olalım. En büyük eksikliğimiz nedir? Kim ne derse desinler, “Aydın hareketinin olmayışı…”
Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarıyla ilgili düşüncelerimizi bu köşemizde sıklıkla paylaşıyoruz. Elbette ki, her zaman için, ‘ortak bir akla…’ ihtiyacımız var. Bu işler, gönül/ veya yürek işidir, sevda işidir ve belki de en önemlisi, başlı basına, ‘fedakârlıktır’ Uluslararası Hazar Şiir Akşamları, “Türk Dünyasını buluşturan tarihi organizasyondur…” Biraz da, ‘diplomatik…’ olduğu kadar hassasiyetlerini üzerinde taşıyan bir faaliyettir. O hassasiyet nedir; ‘bu tarihi faaliyetin özünü de sözünü de korumaktır…’
Bu faaliyetin bizlerde kazanımı neydi? “Şehirde, kültürü, sanatı, edebiyatı seven ve onu koruyan, yaşatan edebi mahfillerin oluşmasıdır…” Şehrin ufkunu açan, insanını bir ve beraber olma şuuru içerisinde geleceğe taşıması oluşudur.
**
Şehrin en büyük gündemi, “SU…” Evlerimizin musluklarından, ‘içilebilir temiz suların akmasıdır’ Bizim, sağa veya sola eğip bükmeden bir teklifimiz vardı; “Türkiye’nin kaynak olarak zengin ve en temiz doğal suyu, “Munzur Suyunun!” getirilmesi…” Maliyetten kaçanlar var. Mesela, “Kömürhan Köprüsü ve Tüp Geçitler…” zevk ve estetiğiyle birlikte karayolumuza belli bir imaj kazandırdı. Maliyetini o kadar düşünmedik! Munzur Suyu da öyle…
Şehrin su ihtiyacını bütünüyle giderecek ve insanımızın su problemini bütünüyle en verimli şekilde çözecek bir çalışma olarak görüyoruz. Olur mu efendim? Biraz gözünüz kara olursa neden olmasın ki?
Bir de baktık, şehrin gündemine; “Tarhana Suyunu…” taşımışlar. Ne diyelim? Tarhana suyuyla birlikte, bol bol ‘tarhana çorbası’ içeriz efendim.
**
Çimento Fabrikası Şehrin Dışına…” 1959 yılında işletmeye açılan, Elazığ Altınova Çimento Sanayii T.A.Ş. Fabrikası, 66 yıldır, ‘şehrin en merkezi yerinde istenmedi…’ Kirli bir havayı bu şehrin insanı maalesef, 66 yıl boyunca soludu, solumaya da devam edecek! Bizlerin, özellikle sanayiye herhangi bir düşmanlığımız olamaz! Bizlerin kabullenmediği en önemli husus, ‘şehir insanının sağlığını tehdit eden kirliliktir’ Bizlerin aradığı/ veya şiddetle arzuladığı nedir? “Temiz hava, temiz toprak ve temiz sudur!”
Ve dahası mı diyeceksiniz, “sağlıklı bir çevre ve sağlıklı bir toplumdur!” Sözümüzü uzatmıyoruz; sadece, “Çimento Fabrikası Şehrin Dışına…” diyoruz/ nefesimiz tükeninceye kadar da diyeceğiz.
**
Keban Barajının hizmete geçişinin 51.nci yılındayız… Keban Barajı, Pertek İlçesini de Elâzığ’dan koparıyordu. Yarım asırdır insanlar, Elâzığ’dan Pertek’e, “arabalı vapurla…” gidiyorlar.
PERTEK KÖPRÜSÜ yapılırsa, bir çile daha bitmiş olacak. Elâzığ’dan, “Ver elini Karadeniz!” diyeceksiniz. Bir köprü, bütün hayatınızı değiştirir. 7/24 saatleri arasında, Elâzığ- Pertek- Tunceli yolu sizlere bütünüyle açılmış olur… Köprü, bizim kültürümüzde, ‘bağ demektir…’ O bağ, bizlerin felsefesinde; ‘sevgi demek, barış demek, birliğe ve dirliğe uzanan yol demektir’ Uzakları bizlere daha yakın edecek, PERTEK KÖPRÜSÜNE, daha şimdiden, daha güneş doğmadan/ veya vakit dolmadan, ‘merhaba…’ diyelim.
**
“1968 yılında işletmeye açılan ELÂZIĞ ET VE BALIK KOMBİNESİ…” ne hazindir ki, 1995 tarihinde özelleştirilmiş ve daha sonra kapanmıştır. Bu şehrin, ‘en büyük kaybıdır’ 1995’lerden günümüze 2025 yılına geldiğimizde, ‘hayvancılık bir hayli gerilere gitmiştir…’ Et ve Balık Kombinesinin gayet iyi işleyen, şehirde mağazası da vardı! Son 30 yıl boyunca, ‘hayvancılığın geriye gittiğini gördük’
**
Şehrimizde gönülden ve yürekten arzuladığım ve belki de, bu sütunda, ‘aynı cümleleri kuran…’ bir gazeteci-yazar olarak, “Barış, huzur, güven dönemidir” diyelim. Bu dönemin en önemli armağanı da, “Anadolu Tarım Lisesi…” olsun, efendim… Sadece o kadar mı, “Fırat Üniversitesi’nin bünyesinde; Ziraat Fakültesinin…” açılışı üzerinde yorulalım, ne dersiniz Selam ve Muhabbetle Efendim