Bedrettin KELEŞTEMUR

Tarih: 17.12.2025 19:18

TARİHE IŞIK TUTAN SOHBETLER

Facebook Twitter Linked-in

TARİHE IŞIK TUTAN SOHBETLER

Bedrettin KELEŞTİMUR

Postadan/ veya kargodan herkes farklı şeyler bekler/ veya sipariş verirler. 

Bizim beklediğimiz, ya kitaptır, ya dergidir, ya gazetedir… Bizim muhabbetimizde, ‘eserler üzerinde şekillenmektedir’

Bugün postadan, Sadık K. Tural’ın, “Sorulara Cevaplar” eserini aldım. Eserin daha henüz mürekkebi kurumamış… Baskı Tarihi, Kasım-2025…

Eserin Yayıncı ve Genel Yayın Yönetmeni, Mehmet Nuri Parmaksız… Kapak Tasarım, Emin Aslan’a ait.

Sadık K. Tural Hoca, “Okuyucularıma” başlıklı yazıda şöyle diyorlar; “Her varlığın, her eserin/ kitabın kaderi farklıdır. Kitaplar onun ruhuyla anlaşan muhataplarda buluştukça zamanın elinden tutan bir varlığa dönüşür. 900’e yakın soruya verdiğim cevaplar, Rabb’ın emirlerinin, tarihin, ataların ve vatanın ruhunun beklentilerinin oluşturduğu etkilerin bendeki yansımalarıdır. 

Sorular-Cevaplar-1- (Tarih-Eğitim-Kültür)’in, kültürümüze mensupluğu bilince dönüştürerek kendi olmayı; benzeşerek bütünleşmeyi vazgeçilmez sayan iyi niyetli okuyucularla buluşmasını dilerim.”

Okuyucu o kadar önemlidir ki… 

“Editörden Açık Mektup” başlığında, Serap Taşdemir Hoca, “İnsanoğlu’nun hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu örgütlenmelerin en üstünde yer alan devlet ise “vatandaş olmayı kabul edenlerin (rızâ), benzeşmesini, bütünleşmesini, birliğini ve vatanın parçalanmazlığını sağlayıcı kurumlar toplamıdır.” Sözleriyle tanımlayabiliriz. Devlet/ millet çatısı altında birleşme/bütünleşmeyi sağlamak ve devam ettirmek konusunda “hangi sosyal ve kültürel kurumlaştırmaları, hangi ürün ve teknolojileri hayata geçirdiklerini; hangi tür dış ve iç düşmanlarla savaştıklarını; varlıklarını sürdürme mücadelesinde neleri mutlak ihtiyaç saydıklarını” tarih anlatıyor.” 

Sorulara Cevaplar isimli eser, 352 sayfadan oluşuyor. Sorulara verilen cevaplar… Bu soruları ve verilen cevaplar üzerinde her aydının düşünmesi elzemdir. Bu yazımızda, ‘soruları sizlerle paylaşmak istiyorum’ 

Sorular hakkında sizler neler düşünüyorsunuz?

Hüseyin Barış Doster, “Son dönemlerde, Türklüğe, Türk Kimliğine saldırmak, hem de bunu, bilim adına yapmak moda oldu. Bu kirli bilgiyle beslenen insanların saldırganlıkları için neler düşünüyorsunuz?” 

Fatih Akbaba, “Yıllardır yüzlerce akademik öğrenci yetiştirmiş bir hoca olarak, Türk Milli Eğitimini bize genel hatlarıyla değerlendirir misiniz?”

Mustafa Yağbasan, “Günümüz Türkiye’sinin edebiyat hayatının genel bir profilini çizer misiniz?”

Tuğba Erdoğan, “Bir Cumhuriyet çocuğu olarak ilk sorum şu; Atatürk’ümüzün hayalinde yaşattığı, olmasını istediği cumhuriyeti yaşıyor muyuz?”

Mehmet Aksoy, “Atatürk sömürgecilere; düvel-i muazzamaya karşı savaş açarken dayanağı ne idi?”

Ahmet Doğan, “Çok akademik tartışmalar bir kenara, Türkiye Cumhuriyeti’ne gerçekten sahip çıkıldığı konusunda şüphe ettiğiniz zamanlar oluyor mu?”

Merve Can, “Toplumlardaki yozlaşma, çözülme, hatta çürüme sayılacak haller için öncelikle kimler ne yapmalı ayrı bir konu. Başta şehre göç, örneksiz ve denetimsiz ergenler için, mutsuz ve sevgisi azalmış orta yaşlılar ile yarın korkusuyla yaşayan ihtiyarlar için medya ne yapabilir?”

Serap Taşdemir, “Sayın Hocam, öyle şeyler söylediniz ki, bilmeyen öğrenmiş olur, bilen birikimini güçlendirmiştir. Ankara da bir Ahi Devleti kurulduğu konusunda ne söyleyeceksiniz? Bu Ahi devleti bilgisini, bir iki makale ile beş altı konferans metninde okudum ve sohbet etme imkânı kazandığım yaşlı hocalardan da duydum. Bu konuda gerçek nedir?”

Halil Gür, “Son otuz beş yıl içinde birçok tarihi roman yazıldı. Bunlardan bazıları da sinema filmi veya TV dizisi oldu. Buradan yola çıkarak bazı konuları sizin yorumunuza açmak istedim. Gerçek niyet tarihe ilgi mi, yoksa Türk kavramı başta olmak üzere tarihin ve coğrafyanın ebedi gerçekliklerinden Türklüğü fitnelerle zayıflatmak mı olduğu çok da açık değil. İlk sorum şöyle; Tarih nedir? Tarihçi kimdir?”

Halil Özcan, “Sayın Hocam, Nutuk’un söylenişinin 90.yılındayız. Nutuk nedir ve Nutuk’un daha fazla okunabilmesi, tanıtılabilmesi için sizce neler yapılması gerekir?

Merve Can, “Vatanın ve Vatanseverliğin düşmanı kimlerdir –daha doğrusu- bu iki kavramı savunanlara düşmanlık edenlerin cazip bir gerekçesi var mı?”

Dinçer Atay, “Atsız Bey’in ismi geçince paylaşılması gerektiğini düşündüğünüz cümleleri söyler misiniz?”

Çiğdem Cebeci, “Tarihten destana Akan Duyarlılık Adlı Kitaba İlişkin Sorular”

Yazarlar Birliği, “Çağımızın toplumlarındaki sanayileşme ve teknolojik yoğunluğun kültür düzleminde bir analizini –Türkiye örneğini de dikkate alarak- yapar mısınız?”

Sorulara Cevaplar isimli eserden sadece birkaç soruyu sizlerle paylaşmak istedim. Bu eserin muhteviyatında onlarca soru yer alıyor. Düşündüm ki, okuyanlar bu sorular üzerinde tefekkür etsinler. “Bir saat tefekkür, bir sene ibadetten hayırlıdır” Hadisi, bizleri her anımızla birlikte iyilikleri ve güzellikleri, insanlığın hayrına olacak değerler üzerinde tefekkür etmemizi istiyor. Bu nezih eserin editörü Serap Taşdemir ne diyorlar; “1982-2019 yılları arasında değişik zamanlarda yapılmış dil ve üslup farkları da bulunan mülakatların çoğu taşra dergilerinde yayınlanmış. Bu cevaplar kitabı, “büyük şehirlere hapsolan ruhlar” ile ulusun dününü ve yarınını düşünmekten korkmayanlar için birbirini tekrar edenlerin kitap ve makaleleri yerine “niçin” sorusuyla zekâsını işleten; bildiklerini, saldırganlığa ve gaddarlığa dönüştürmeyen kendisiyle ve yakın çevresiyle barışık bilge bilginlere olan ihtiyacımızı bir kez daha düşündürücü bir ışık niteliği taşımakta.” 

Cemil Meriç, Dergiler için ne demiştir; “Hür tefekkürün kalesi…” 

Sorulara Cevaplar (1) isimli eserde yer alan onlarca sorular ve o sorulara verilen her birimizin istifade edebileceği cevaplar, 1985’lerden günümüze doğru, “Töre Dergisinde, Bilge Dergisinde, Bizim Külliye Dergisinde, Yenises Dergisinde, Bizim Ayvalık Dergisinde…” ve diyelim yer almıştır. 

Bizler, Elâzığ’dayız… Elâzığ Şehri, başta MANAS YAYINEVİ olmak üzere, dergileriyle, gazeteleriyle, radyo ve Ulusal Televizyonlarıyla ve bilumum İletişim Teknolojileriyle, “Erdemli İnsanları bağrında barındırmış/ ve de barındırmakta olan bir İlim Muhitidir!” Sesin, sözün, sohbetin o nezih esintileriyle her gün kutlu bir sefere uyanır, ‘şehrin bilumum değerleriyle hemhal olarak’ gönülleri ihya ve inşa etmenin birlikte gayreti içerisinde olan bir şehir… 

Ahmet Hikmet Müftüoğlu asırlara seslenir; “Sen, Şark’ın kınına giremiyen kılıcısın, dövüle dövüle tavlanır, vurula vurula kırılırsın. Yine de her parçandan bir kıvılcım, her kıvılcımından bir şimşek çıkar! İlahi bir kudretin, ebedi bir feyzin var, Ey Türk!” 

Sorulara Cevaplar (1) eserini şahsım için bir atölye çalşıması olarak gördüm. Her soru üzerinde zihnimde şimşekler çaktı… Bütün bu sorular, münevver insanların ‘elbette ki cevap aradığı sorulardı’ O sorulara verilen cevaplarda, bir nehir akışı misali kendi mecrasında, bu milletin ruh kökünden bir kutlu seda olarak arınarak geliyordu… Mutlaka okunması bizler için ihtiyaç haline gelen bir eser. Selam ve Muhabbetle…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —